Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir yayımladı
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, her ne sebeple olursa olsun savunmasız bir insanın, kadınların, çocukların şiddete maruz bırakılmasının adalet ve merhametten yoksun bir cahiliye düşüncesinin tezahürü olduğunu belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, her ne sebeple olursa olsun savunmasız bir insanın, kadınların, çocukların şiddete maruz bırakılmasının adalet ve merhametten yoksun bir cahiliye düşüncesinin tezahürü olduğunu belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla bir yayımladı. Erbaş mesajında, “Bütün insanları yaratılış itibarıyla 'eşref-i mahlûkat' kabul eden İslam, yeryüzüne hayat veren ilke ve hükümleriyle hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın herkesin temel hak ve özgürlüklerini teminat altına almıştır. Bu bakımdan kadın-erkek, yaşlı-genç bütün insanların canı, malı, onuru ve mahremiyetini mukaddes kabul eden İslam, rahmet yüklü ilkeleriyle yeryüzünde barışının teminatı olan bir dindir. İslam'ın her bir ilkesini yaşayarak dünyaya örnek olan rahmet elçisi Sevgili Peygamberimiz de insanlarla ilişkilerini daima şefkat, merhamet, adalet ve hakkaniyet gibi evrensel değerler üzerine bina etmiştir. Bu minvalde O, “Mümin cana yakın kimsedir. (İnsanlarla) yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.” (Ahmed, Müsned, 2/400) buyurarak beşerî ilişkilerde temel değerin ülfet (iyi geçinmek) olduğuna dikkat çekmiştir. Ancak, ne yazık ki dünyamız, özellikle son bir asırdır amansız bir şiddet sarmalının içerisinden geçmektedir. Din, ırk, coğrafya, cinsiyet ve statü farkı gözetmeksizin bütün insanlığı tehdit eden söz konusu şiddet sarmalından en fazla da toplumun zayıf, güçsüz kesimleri ile çocuklar ve kadınlar etkilenmektedir. Bilinmelidir ki, her ne sebeple olursa olsun, savunmasız bir insanın, kadınların, çocukların incitilmesi, itibarsızlaştırılması ve şiddete maruz bırakılması, adalet ve merhametten yoksun bir cahiliye düşüncesinin tezahürüdür. Zira bir toplumda adaletin ve merhametin varlığı, bir insanda vicdan ve ahlakın seviyesi, zayıflara ve güçsüzlere gösterilen tavırla ölçülür. Bu bağlamda İslam, başta kadın ve çocuk olmak üzere insanı örseleyen, ötekileştiren ve metalaştırarak haysiyetini ayaklar altına alan söz konusu cahiliye düşüncesinin tamamen ortadan kaldırılmasını ve gönüllerde saygı ve muhabbetin, ailede rahmet ve meveddetin, toplumda hakkaniyet ve adaletin hâkim kılınmasını istemektedir. Bilhassa kadına yönelik davranışların odağına hak, emanet, saygı ve muhabbet kavramlarını yerleştiren Allah Resulü'nün Veda Haccı'nda yaptığı şu uyarı, İslam'ın meseleye gösterdiği ehemmiyetin en açık ifadesidir: “Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muamele ediniz! Onlar hakkında Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim” (Müslim, Hac, 147). O halde bugün aile birliğini ve toplum bütünlüğünü sarsan şiddet sarmalından bizi kurtaracak yegâne yol, Peygamberimizin bu tavsiyesine kulak vermektir. Kur'an'ın rahmet mesajlarını, İslam'ın ahlak ilkelerini ve Peygamberimizin örnek hayatını özümseyerek, ilişkilerimizin temeline insaf, adalet, şefkat ve merhameti yerleştirmektir. Başta kadınlarımız ve çocuklarımız olmak üzere tüm canlıları kuşatan kapsamlı bir merhamet seferberliği başlatmaktır. Bu itibarla ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde yapılacak etkinliklerin iyilik ve merhamete dair kalıcı farkındalıkların oluşmasına ve tüm dünyada çocukların ve kadınların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan uzak, huzurlu günlere kavuşmasına vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.