Gazetecilikten antikacılığa ilerleyen serüven
Gaziantepli emekli gazeteci Ali Atalar, merak saldığı antikacılık tutkusu sayesinde 2 bin parçalı antika koleksiyonun sahibi oldu.
Gaziantepli emekli gazeteci Ali Atalar, merak saldığı antikacılık tutkusu sayesinde 2 bin parçalı antika koleksiyonun sahibi oldu.
Atalar çocukluk yılarından beri merakını çeken ilgi duyduğu antika işine emekli olur olmaz başladı. Antikaya bakmanın, onu temizlemenin bile kendisine iyi geldiğini, bu işi çok sevdiğini söyleyen Ali Atalar, 'Asıl mesleğim gazetecilik, 1984 yılında başladım. Yaklaşık 40 yıldır gazetecilik, köşe yazarlığı yaptım. Biraz emekliliği yaşamaya çalışıyorum. Liseden beri benim çok ilgimi çekiyor antika. Antikalar konusunda da bir yerim var burada da antikalarla uğraşıyoruz. Daha çok porselen ve buna benzer antikalar üzerinden uzmanlaşmaya çalışıyorum. Bu konuda Gaziantep'te bir dükkan ve ya iş yerleri olmadığı için üzerinde çalışma yapamaya gayret ediyorum. Yakın zamanda mezat yapacağız Antep'te müzayede tadında mezatlar yapmayı ve Gaziantep'te mezat kültürünü geliştirmek istiyoruz' dedi.
'Antikacılık çok stresli bir iş'
Antikacılığın göründüğü kadar kolay olmadığını, aksine çok stresli bir iş olduğunu belirten Atalar, 'Aslında antikacılık da çok stresli bir iş, tabi ki de merakım olan bir konu olduğu için herkesin aklındaki emeklik deniz kenarında oturmak olabilir ama biz tabi ki de çalışmaya alışmış insanlarız. 24 saat çalışan bir meslekten geldiğimiz için yaklaşıkta 40 senedir bu işin içindeyiz. Keyifli bir iş olduğunu söyleyebiliriz antikalar ile iç içe olmak onları temizlemek bakımını yapmak onları sevmek çok güzel bu beni rahatlatıyor huzur doluyorum. Genelde orta yaş grubu biraz yakın dönem dediğimiz nostalji ile ilgileniyor' ifadelerini kullandı.
'Antikacı olmak için antika merakı yerli değil sadece bu yetmez daha fazlası olmalı deha fazlası nedir maddiyattır eğer yeterli paranız yok ise bu işi yapmazsınız antika için para gerekli olan bir konudur. Antika eserler herkese bir yerden tanıdık gelir ya evinde gördüğü bir obje ya da komşuda gördüğü tanıdık gelen bir duygudur bu yüzden insanlar yöneliyor veya satın alıyor' şeklinde konuşan Ali Atalar, şöyle devam etti:
'Bizde bulunan porselenlerin çoğu yakın çevrelerinde gördükleri tanıdık gelen ya da benzerleri var. Tabi bunun için biraz antika kültürü biraz da maddiyat gerekiyor. Bir koleksiyoner olmak bunlara bakmak bunları satın alarak biriktirmek hem antikayı sevmek bilmek gerekiyor. Biraz da maddiyat gerekiyor. Özelikle yeni nesil gençler nostalji anlamında ya da bu işi bilerek özelikle porselen alanında koleksiyon yapanlar ya da kullanma amaçlı fincanlar, duvar tabakları, takımlar bir talep görüyor. Meraklı birçok aile var, yavaş yavaş bu kültür oluşuyor. Yani o modern kültürün eşyaların çok kullanışlı olmadığı bunların daha güzel olduğu ya da işçilik olduğu insan ruhu olduğunu söyleyip alanlar var.'.